Saygıdeğer Rektörlerim, Saygıdeğer Akademisyenler, Değerli Konuklarımız,
Sevgili Öğrencilerimiz hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum…
Bir yönetici için en büyük hediye kendisinden sonra gelen yöneticilerin kurum kültürünü koruyarak geliştirmesi, zenginleştirmesidir. Bu anlamda bu şansı bir kere daha hissederek bu masada sizlere sesleniyor olmaktan büyük mutluluk duyuyor; başta Rektörümüz Nigar Hocamız olmak üzere hepinize şükranlarımı sunuyorum.
Dil, insanı diğer canlılardan ayıran, bize verilmiş en büyük hazinemiz. Medeniyetlerin, kültürlerin temeli. İnsanlığın büyük hazinesi. Dil bilimci Noam Chomsky; bütün diller aynı dilin diyalektiğidirler, aslında tek bir dil vardır, demiş. Doğru mu değil mi bilemem, ben filolog değilim; ama Anadolu’nun kadim kültürlerinden bize yüzyıllar boyunca damıtılarak gelen öz bilgi de bunu teyit ediyor: Bütün insanlar kardeştir, bütün diller iyiliği, sevgiyi, merhameti, adaleti söyler. Bu nedenle de bir dilin ölmesi, insanlığın hazinesinin bir bölümünün kaybolması demek. Bir dil ölür insanlık eksilir.
İşte her şey böyle başladı değerli konuklarımız. Yalova’da bir toplantıya Rektör olarak katıldım ve orada ‘Şu köyde (hangi köyde hatırlamıyorum) yaşlı bir dede öldü ve Ubıh dili öldü’ dediler. ‘O dedenin yakınları yok muydu?’ diye sordum. ‘Var’ dediler. ‘Torunları yok muydu?’, ‘Var’. ‘Onlar konuşmuyor muydu?’ diye sorunca ‘Bir iki kelime anlıyorlar, konuşuyorlar ama okuyup, yazamıyorlar; dil öldü’ dediler.
O anda kültürel zenginliğiyle öne çıkan Düzce’deki dilleri düşündüm. Çerkez dili, Gürcü dili, Laz dili, Abaza dili. Boşnaklar var burada, Arnavutlar var, Kürtler, Türkler, Manavlar… Sayısız kültüre ev sahipliği yapmış olan bir geçit yeri bu coğrafya ve mevcut olan kültürler de aslında giderek zayıflıyor.
Bu bölümü kurma fikri bir dilin ölmesinden dolayı yüreğimde hissettiğim sızıdan çıktı. İlhan Genç ve Fehmi Altın Hocalarımız da hatırlattılar: Büyük bir şans eseri, Dönemin Cumhurbaşkanı Üniversitemize bizleri ziyarete geldi ve Düzce’deki kültürlerin yaşaması için akademik çalışmalar yapılmasını en üst düzeyde destekledi. Böylece biz Ankara’daki bölüm açma başvuru ve kabulü süreçlerinde bir destek kazanmış olduk.
Birkaç amacımız vardı programı açarken: Çerkes halkından olsun olmasın, genç nesillerin bu dili öğrenmesi; orta yaşlı ve daha ileri yaştaki nesillerin de yaşam boyu eğitim merkezi yoluyla bu dili yeniden hatırlaması, bilmiyorlarsa dili okumayı ve yazmayı öğrenmesi; bir fırsat penceresi olarak o dönem Milli Eğitim Bakanlığının ilkokullarda seçmeli ders olarak açtığı derslerde mezunlarımızın istihdam olanağı bulması ve dilin yaşamasını sağlayarak nesilden nesile aktaracak akademik ve bilimsel çalışmaların, kültürel etkinliklerin düzenlenmesi. Bu çok amaçlı hareket noktasından yola çıktık ve bugün buraya geldik.
Bu örnekten yola çıkarak gençlere hitap etmek isterim: Sevgili gençler, bizler niyet ettik ve aklımızdaki projeyi gerçekleştirdik. Zorlu süreçlerden geçmek gerekebiliyor ama bakın sonuçta Kurum böyle güzel ödüllerle taçlanabiliyor. Hayallerinizi gerçekleştirmek için asla vazgeçmeden çalışın.
Oturum kapatılırken Çerkes Dili ve Edebiyatı Programının açılması sürecinde emek ve katkı verenlere teşekkür etmek isterim. Liste çok uzun, çok insanın emeği var, her şey ekip çalışması ile gerçekleşiyor. Başta hayatımda gördüğüm en uzun süre Rektörlük yapmış olan Adıge Devlet Üniversitesi Önceki Rektörü Raşid Hunagov hocamız, bizi Maykop’ta çok güzel ağırlayan ekipten Dekan Susana Hocamız, Maykop’a Türkiye‘den gitmiş olan Kaya Şenvar dostumuz ve arkadaşları ki, maalesef gelemediler ve hepinize selamları var. O ziyarette ve sonrasında dosyaların hazırlanmasında büyük çaba göstermiş hocalarımız var, unuttuklarım olursa af eylesinler, hakkını helal etsinler: Yusuf Şen Hocamız, Dönemin Dekanı İlhan Genç Hocamız, Fehmi Altın Hocamız. Başta Mira Khachemizova Hocamız olmak üzere, Mira Unarokova hocamız, Ruzana Doleva, Susanna Shkhalakhova ve diğer hocalarımız. Onlar olmasaydı olmazdı. Mira Hocayla aramızda torunu bir şifre, çünkü hocamız memlekette kalan torununu çok özlüyor. Hocamızın kalbi orada kaldı ama kalbinin bir yanını da bize verdi, sağ olsun. Tüm hocalarımız umarım ki haklarını helal etsinler; onlar olmasaydı olmazdı.
Yüksek lisans programımızın ilk mezunlarından, lisansüstü öğrencilerimizden değerli abimiz Erdal Çakır da çok destek verdi. Değerli Büyüğümüz Faruk Ermemiş Hocamızın da emekleri var. Çerkes köyleri çok emek verdi. Çerkes köylerinin güzel insanlarına, çok lezzetli yemekler yapıp Adıge ekibini ve bizleri ağırlayan becerikli hanımlarına da çok selamlar, saygılar, sevgiler gönderiyoruz.
Düzce Kuzey Kafkas Derneği Başkanı, şimdi ismi değişti herhalde Adıge Kültür Derneği oldu, Murat Caymaz arkadaşımız ve dernek üyeleri çok emek ve katkı verdiler, onlara da teşekkür ediyoruz.
İki tane önerimi ileterek sözlerimi bitiriyorum. Düzce Üniversitesi, Rektör Nigar Hocamızın ve Genel Sekreterimiz Hasan Sadi Ateş Bey’in liderliğinde bir radyo kurdu: Radyo Düet. Yolculuk yaparken yakaladıkça 94.5 frekansında dinliyorum, size de tavsiye ediyorum. Radyo Düet’te Çerkes dilinde ve Gürcü dili gibi diğer öğrettiğimiz dillerde yayın yapılabilir diye düşünüyorum. Böylece Çerkes dilinin, kültürünün evlerde de dinlenmesi mümkün olur. Bir dil evlerde dinleniyorsa yeni kuşaklar tarafından aktarılarak yaşatılır diye düşünüyorum.
İkinci önerim ise Üniversitemizin Nigar Hocamızın sayesinde geliştirilerek, zenginleştirilerek yaşatılan disiplinlerarası çalışma kültüründen faydalanmak. Örneğin Bilgisayar Mühendisliği işbirliğiyle Çerkesçe dijital oyunlar geliştirilebilir, Gastronomi programlarıyla işbirliği yapılarak eski Çerkes tariflerinin reçetelenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması sağlanabilir. Tiyatro bölümüyle işbirliği halinde kültür projeleri oluşturulabilir. Yani Çerkesçenin, Gürcücenin, Rusçanın, İngilizcenin ve öğrettiğimiz bütün dillerin kültürel anlamda yaşatılması, kayıt altına alınması ve aktarılması için Üniversitedeki farklı bölümlerle işbirliği olanakları değerlendirilebilir diye düşünüyorum.
Ben bugün burada çok onurlandırıldım başta Nigar Hocamız ve değerli konuklarımız olmak üzere, sempozyuma emek veren, uzaktan yakından gelen ve sabırla bizleri dinleyen herkese çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu
Düzce Üniversitesi Kurucu Rektörü