Özet
Adıge dilbilimi çok yol kat etti. Mektubu dahi o dönem bilmeyen Çerkesler için bir alfabe oluşturuldu, ders kitapları okutuldu ve kısa sürede okuryazarlık oraninda ciddi bir artis yasandi, Çerkesler arasında kademeli olarak Adıgece dilbilimi alanında çalışmaya başlayan bilim adamları ortaya çıktı. İlk Adıge dilbilimci D.A Ashhamaf Adighe alfabesini oluşturan N.F. Yakovlev, Çerkes edebi dilinin oluşum ilkelerini geliştirdi, Çerkes dilinin gramerlerini yarattı. Sonra dilbilimci bilim insanlarının sayısı arttı. Çerkes dilinin fonetik, morfoloji, sözdizimi, sözlükbilim gibi farklı problemler üzerinde çalıştılar. Monograflar, sözlükteki bilimsel makaleler ve birçok çözülemeyen sorunlar bilim adamlarının kaleminden gelmiştir. Bunların arasında, Çerkes diasporası dilinin yapısı ve durumu belirtilebilir. Çerkes diasporasının dili Çerkes dilin yeniden canlanması ve gelişmesi için kalıcı olduğu için bu meseleleri ele almanın zamanı gelmiştir.
Anahtar Kelimeler: Dilbilgisi, dilbilimci, alfabe, fonetik, morfoloji, sözdizimi, sözlükbilim, imla, dilin anlamı, Çerkes, Adıge diasporasının dili.
Bilimsel Cerkes yazı temellerinin oluşumundan önce, Adıgece dilbilimi çok yol kat etti. Bu bakımdan öncelikle şu soruları gözden geçirmek gerekiyor: Çerkesler yazılı bir dil edinmeyi hiç hayal ettiler mi? Herhangi bir yazılı mektubu var mıydı bu dilin? Bu soruları cevaplamak zor. Bir şey hakkında hiç şüphe yok: Çerkeslerin tarihi ve kültürü çok uzun zaman önce ortaya çıktı ve Çerkeslerin dünyasında eski zamanlardan beri geniş bir yer işgal etti. Muhtemelen, Kuzey Kafkasya’dan Küçük Asya’ya kadar Çerkesler Karadeniz boyunca yaşadılar. Bilim adamları belirttiği gibi, Hutts Abhaz-Adıge kabileleri olarak oralarda yurt tuttukları bilinmektedir. Bu durumda, Abhaz Adıge dilleri Hutt diline doğru geri dönmektedir. Onlarla birlikte Ubuh dilide söz konusudur. Bu, Tikhonova (Tkhagapsova) A.P.Hutts çivi yazısı mektubu vardı. Mantıklı bir soru ortaya çıkıyor: Çerkeslerin bir mektubu var mıydı acaba? Adıge aydınlatıcı S.Kh.Siyukhov bunu I922’de söyle yazmış: “Çerkeslerin yazılı izleri yoktu, ama asla sahip olmadıklarını söylemek de çok riskli olurdu … Halkların büyük göçleri sırasında, büyük kültürlerin ve insanların yok edilmeye çalışılsa dahi, bu kültürlerin yeniden yaratıldığını tarihten biliyoruz. Çerkeslerin tarihi, ağır ve kasvetli sayfalarla dolu olup, insanlar kaderlerinin iradesiyle yazılı dillerini ve birçok kültürel kazanımlarını kaybetmeye zorlandıklarında bir felaketi üstlenmek zorunda kalmışlardır. [1, 28-29]. M.A. Kumakhov’ın düşünceleri bu konusu geçen ifadelerin devamı olarak kabul edilebilir. S.H. Siyukhova: “Görünüşe göre, Adıgece yazma kavramı, Adigilere çok erken kronolojik dönemlerde biliniyordu. Aksi halde, Adıgece dillerinde, tüm lehçelerde ve diğer tüm lehçelerde “yazmak”, тхыпə «yazılı», тхапъ «kitap» gibi sözcükleri açıklamak oldukça güç olurdu[2:1].
Her durumda, arkeologlar Çerkes topraklarında eski zamanlarda yazı dili bulunduğunu iddia ediyorlar. Maykop tabağı ülkemizdeki en eski yazılı anıtlardan biri olarak kabul edilir. Bu anıt Maykop kültürü ile ilişkilidir ve M.Ö. 3 bin yıllarına kadar uzanır. Bununla birlikte, diğer yazma anıtları da bulunmuştur: Makhoshkushkhovsky petroglifleri, Meotian-Fateian kil tabletleri ile işaretler (yaklaşık 250 tanesi vardır). Yazık, aralarında Adıge dilinde yazılmış olduğu düşünülebilecek tek bir yazıt yok. Buna rağmen, söz konusu yazma anıtları güvenilir parlak çalışmalara hala açıktır. XIX-XX yüzyıllarda, yurt dışında yaşayan Adıgelerin, İngiliz L. Leuy’un, Rusya’da ise L. Lulie ismiyle bilinen, P. Uslara, N. Kamenev, Han-Girey gibi isimlerinin yer aldığı Adıge dilinin oluşturulması üzerine yoğun çalışmalar başladı. Adıge halkının eğitimcisi U.H.Bersey özel bir ilgiyi kesinlikle hakediyor. Stavropol şehrinde bir okul salonunda bir grup Çerkese okuma yazmayı öğretti. Hatta dahası eğitim amaçlı bir çerkes alfabesi yarattı. I853 yılında bu çerkes alfabesini Tiflis’te yayımladı. Birincisi, bu alfabe geniş bir bilimsel temelde yazılmadı ve kitlelerin eğitimi için uyarlanmamıştı. ‘‘Adıgece-Rusça’’ sözlükte L.Liulier’e ekli kısa bir gramerde, Adıgece dilinin sesleri çok kısaca sunulmuştur. Burada konuşmanın bölümleri, kategorileri ve biçimleri hakkında çok az şey söylenir. U.H.Berseyk, “Çerkes harfleri” kitabında Adıge diline ait yapıyı parçalar halinde veriyor.
Büyük Ekim Devrimi’nden sonra birçok sorun ortaya çıkar. İlk olarak, cehalet ortadan kaldırılmalıydı. Asıl görev Çerkesler için bir yazının oluşturmaktı. Kısa bir süre içinde, imla temellerini geliştirmek gerekliydi. İkincisi, ders kitapları programlarının içeriğini hazırlamak gerekti. Eğitimin başlangıcı D.A.Aşhamafa’nın omuzlarındaydı. Arapça grafikleri kullanarak “Лъагъу” (İz) kitabını yarattı. Aynı zamanda, Adıge edebi dilinin normlarını geliştirmek gerekliydi. Kısa bir süre için D.A. Aşhamaf, Adıge dilinin lehçelerinin özelliklerini tanıdı ve onları karşılaştırdı. Çalışmalarına hız kesmeden devam etti. Yaptığı araştırmalara ve sonuçlara dayanarak, Adıge edebi dilinin temelinin Temirgoy (Chemguy) lehçesinde yer alması gerektiğine karar vermiştir. N.F. Yakovlev ve D.A.Aşhamaf birlikte Adıge edebi dilinin normlarını tanımladılar, onlara dayanarak D.A.Aşkhamaf “Adıgece Yazım Sözlüğü” nü derledi (sözlük üç basımdan sonraya kaldı). D.A.Aşhamaf ve N.F. Yakovlev bilimsel olarak “Adıge Dili Kısa Dilbilgisi” (I930) ve “Adıge Edebiyat Dili Grameri” (I94I) adlı kitapları yazdı. Dilbilgisi yazma zamanına göre, Adıge dilinin yapısının derinlemesine incelendiği ve belirtilen dilin fonetik, dilbilgisi, sözlükbilim ve semansiyoloji problemlerinin geniş bir şekilde tanımlandığı söylenebilir.
Sonra, bir süre için, Adıge dilbilimindeki bilimsel araştırmalar durduruldu. Yaklaşık I5 yıl sürdü.
Adıge dili bilgisi üzerine araştırmalar I957’de sürdürüldü. O yıllarda, Z.İ.Keraşeva, “Adıge dilinin Şağsug lehçesinin özellikleri” adlı bilimsel çalışmasını yayınladı. Daha sonra K.L. Outlev, N.M. Nabokov başka lehçeleri de incelediler. Z.Y. Namitokova, Y.A. Tharkaho ve S.S. Sitimova çok zaman sonra, Abadzekh, Çemgui ve Bjedug lehçelerinin özelliklerini incelediler ve bilimsel makaleler yayınladılar.
60’lı yıllarda Adıge dilbilimi büyük başarılar elde etti. Adıge Araştırma Enstitüsü’nden bir grup bilim adamı, Moskova’da Rusça-Adıge sözlüğü yayınladı. I966 yılında, Adıge dilbilgisi kitabı yayınlanır ve büyük yankı uyandırır ilk tirajıyla. Aralarında Y.A. Muhamedjanova, K.H. Kurashinova, N.T. Gişeva, U.S.Zekoh, K.H. Meretukov olduğu birçok bilim adamı bu süre zarfında konuşmanın Adıge dilinde bazı bölümlerinde çalışırlar.
Adıge dilbiliminde kelime oluşumuyla önemli bir rolle sahip olurlar ve çok üzerinde dururlar. Özellikle A.N. Abregov, B.M. Bersirov, R.Y. Namitokova, M.K. Tutarisheva bu alanda çok çalışma yapmışlar ve Adıge diline bu açıdan çok fazla katkıda bulunmuşlar.
Gelecekte, bilim adamları morfoloji, sözdizimi ve üslup problemleri üzerinde çok çalıştılar. Dolayısıyla bu çalışmayı yapanları belirtmek gerekmektedir: U.S.Eskoha, A.A.Şaova, Z.İ.Keraşeva, K.K. Meretukova, N.T. Gişeva, Y.A.Tharkaho, R.A.Shalahova.
Sözlük bilimi ve sözlük bilimi üzerine birçok araştırma yapılmıştır. A.A.Hatkov ve Z.İ.Keraşev, “Adıge dilinin açıklayıcı sözlüğünü” derledi. A.A. Şaov, “Adıge sözlüğünün temelleri” bilimsel monografını yazdı. Bir grup bilim insanının üzerinde çalıştığı Adıgece-Rusça ve Rusça-Adıgece sözlükleri Y.A. Tharkaho’nun deyimler ve eş anlamlı sözlükleri ve yine aynı şekilde G.A.Murad’ın homonimik sözlüklüğü gün yüzüne çıkar. N.T. Gişev de bu süreçte hayvan adları sözlüğünü yayımladı. Bunu sonrasında B.M.Bersirova ve M.A. Bersirovoy’un üç cilt halinde olan “Adıgece Dilinin Açıklayıcı Sözlüğü”, “Adıgece Dilinin Yazım Sözlüğü”, “Ubuh-Adıgece-Rusça Sözlük” çalışmaları izledi.
- Kh. Meretukov uzun yıllar Adıge topografik isimlerini topladı ve toplanan malzemeye dayanarak “Adıge topografik sözlüğünü” derledi.
N.T. Gişev, A.N. Abregov, B.M. Bersirov, Adıge dilinin kelime hazinesi üzerine karşılaştırmalı bir tarihsel çalışma üzerinde çalıştılar.
200I – 20I9 yılları arasında, Adıge dilbilim sorunları genişledi ve dilbilimci sayısı önemli ölçüde arttı. Bilim adamları çeşitli problemler üzerinde çalışmaya başladılar. Çözülmeyi bekleyen birçok sorunla karşı hala karşı karşıyayız. Bazılarını hemen isimlendireceğim:
Modern Dilbilim biliminin ulaştığı başarıları karşılayan Adıge dilinin akademik bir gramerini yazmak gerekir.
Mevcut yazım sözlükleri modern gereklilikleri yerine getirmediğinden ve deneyimli bir isimle yönlendirilemediğinden, tutarsızlıklardan yoksun ve edebi dilin normlarına karşılık gelen Adıge’nin bir yazım sözlüğü oluşturulmalıdır.
I9. yüzyılda, Kafkasya’daki müthiş savaş döneminde, Çerkesler için ağır yaralar açıldı ve kendi yurtlarında kalan Çerkesler evlerini, ailelerini, yurtlarını zorla terk etmek zorunda kaldılar. Buna mecbur bırakıldılar. Çerkesler, Osmanlı Türkiye denilen bir ülkede o dönem kendilerine yurt buldular. Sonra dünyaya bir çok yerine dağıldılar ve şimdi 50 ülkede yaşıyorlar. Çerkeslerin çoğu Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyor, yine sonrasında Suriye ve Ürdün geliyor. İsrail’de iki Adıge köyü olduğu belirtilmelidir, Adıge dilini konuşan bütün sakinler bu ülkede Adıge dilinde çalışma fırsatı yakalamışlar. Çerkesler, Türkiye, Suriye ve Ürdün’de uzun süredir ana dillerini öğrenme fırsatı bulamadı. Adıge dili, günlük yaşamda kaldı. Yavaş yavaş Adıge dilinin bilgisi azalmaya başladı. Gençlerin artık Adıge dilini konuşmadıklarını söyleyebiliriz. Son zamanlarda, Türkiye’deki Çerkesler, Adıge dilinde çalışma fırsatı buluyor.
Çerkeslerin yabancı ülkelerde yaşadığı zamandan bu yana I50 yıl geçti. Buna rağmen, anadillerini, geleneksel ulusal kültürlerini korudular ve tarihi vatanlarını hiç unutmadılar. Birçoğu sadece hatırlamakla kalmadı aynı zamanda vatanlarına geri dönüş yaptı. Bu bakımdan, eski nesil kahramanlığı etkili oldu diyebiliriz, onlar bunu başardılar.
Bu nesil kahramanlığı sayesinde Çerkes dili günümüze kadar ulaşmayı başardı, ancak Çerkesler diğer halkların arasında yaşadığı için birçok değişiklik geçirdi ve birçoğu asimile olup kayboldu – Türkler, Araplar olarak. Bu bakımdan, Türkçe ve Arapça, Adıge’yi çok etkiledi. Her şeyden önce, kullanılan kelimelere dikkat edin. Türkiye’de yaşayan Çerkesler, Türkçe’den ödünç alınan birçok kelimeyi kullanmaktadır, tıpkı arap ülkelerinde yaşayan Çerkeslerin konuşmasında olduğu gibi, birçok Arapça kelimeler vardır. İster istemez bir etkileşim söz konusudur.
Adıge diasporası dilinin çalışmasında ilk adımları B.M. Bersirov ve D.A. Tlebzu. atmıştır. Yugoslavya ve Ürdün’de yaşayan Çerkeslerin konuşmalarında bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu sadece başlangıç diyebiliriz. Bu konu ayrıntılı olarak araştırılmalıdır. Adıge diasporasının farklı lehçeleri konuştuğu açıktır. Buda dolasıyla birçok soruyu ortaya çıkarır. Edebi dili bilmeden birbirleriyle nasıl iletişim kurarlar? Dilin yapısında I50 yıldan beri ne gibi değişiklikler oldu? Tarihsel vatanda artık kullanılmayan hangi kelimeler kaldı? Hangi kelimeler dile girdi ve hangi neolojistler yaratıldı? Adıge dilinin, dilbilimci ve yazarların müdahalesi olmadan nasıl yaşadığını ve işlediğini merak etmek gerekir. Her ne kadar diyalektik özellikler korunmuş olsa da, Adıge diasporasının dili, kullanılan kelimeler ve anlamları bakımından, fonetik ve morfojenez alanındaki tarihi anavatanın dilinden farklıdır. Bu gerçeği kabul etmek gerekir. Nitekim yapılan çalışmalarda bu faktör göz önüne alınarak yapılmalıdır. Türkiye’de, Suriye’de ve Ürdün’de, farklı lehçelerle ilişkilendirilen Adıge dilinin üç çeşidi olduğuna inanıyoruz, aynı şekilde kendi karakteristik özelliklerinin ortaya çıkmasıyla bağlantılı olarak diğer halklarla ve yaşam tarzlarıyla da temas halindeler. Bu nedenle asıl görevimiz kapsamlı bir yaklaşım ve farklı türlerden metinler yazarak kelimeleri toplamalıyız ve onları detaylı bir şekilde incelemeliyiz: Adıge diasporasının dilini incelemek için çeşitli yöntemlerin kullanılması gerekmektedir. Bu materyalin incelenmesi, analizi ve yorumlanması dilbilimcinin sorumluluğundadır. Adıge dilinin tarihi için, diasporanın dili paha biçilmez bir mirastır ve dilde meydana gelen değişimlerin belirlenmesinde ve anlaşılmasında büyük öneme sahiptir. Bu çalışmaların tek tek gün yüzüne çıkarılmasında fayda vaardır.
Bu nedenle, Adıge dilbiliminin uzun bir yol kat ettiği, başarıya ulaştığı söylenmelidir, ancak Çerkes diasporasının dilini incelerken, tarihi vatanın dili ile karşılaştırıldığında, ilginç bir sonuca varabileceğiniz ve Adıge dilinin izlemiş olduğu yolun daha parlak ve anlaşılır olacağı söylenmelidir. Bu konuya ek olarak şunu da belirtmekde fayda var, şu anda Çerkes diasporası dilinin gelişimi büyük önem taşımaktadır ve Çerkes dilinin yeniden canlandırılması için bugüne kadar korunan ve ortaya çıkan kelimeleri özellikle dikkate almak gerekir. Bu bağlamda, dilbilimciler etnografları belirlediler: etnografyanın çeşitli sorunları üzerine bilimsel çalışmalar yaptılar.
Prof. Dr. Açerdan Abregov
Rusya Federasyonu, Adıge Cumhuriyeti, Adıge Devlet Üniversitesi
Kaynakça:
- Сафэрбий Сиюхов – адыгский просветител. Майкоп, 1991.
- Къомэфэ Мухьадин иеплъыкӏэ иӏэпэрытх статьяу «Адыгская письменность: проблемы унификации алфавитых и орфографических систем» зыфиӏоу профессорэу Шъаукъо Аскэр къытӏэкӏигъэхьэгъэмкӏэ къэтэты.